Muhtemelen kehribar, Dünyada içinde sinek bulunduğunda değeri çok yükselen tek üründür. Bu gerçekten yola çıkıldığında, içinde fosil bulunduran kehribar taklitlerinin neden çok bulunduğu anlaşılmaktadır. Uzmanlar, inklüzyonun (kapanım) çok net, hırpalanmamış ve iri olduğunda sahte olmasından kuşkulanılması gerektiği belirtiliyor. Canlı fosili boyutu birkaç mm.yi aşmıyor ve çizgileri net değilse gerçek olma olasılığı daha yüksektir.
İngiltere Tabiat Tarihi Müzesi inklüzyonlu kehribar koleksiyonundaki en eski örneklerden biri taklit çıkmıştır. Üreticiler! gerçek kehribarı oyarak açtıklara yuvaya arı yerleştirip deliği eritilmiş kehribarla kapatarak piyasaya sürmüşler ve ürün elden ele dolaşarak uzun yıllar önce müze koleksiyonuna girmiştir.
Geçmişten günümüze taklit kehribar üretmek için Copal, Cam, Fenolic reçine, Selluloit, Casein, Bakalit, Plastik, Akrilik, Polyester v.b. maddeler kullanılmıştır.
1890 larda, Dupont şirketinin kehribarın plastik versiyonunu ürettiği söylenmektedir.
Gerçek kehribar ile taklit kehribarı birbirinden ayırabilmek için onların fiziksel ve kimyasal özelliklerinden yararlanmaktayız.
Uygulanabilecek en pratik ve hızlı yöntem, kor haline getirilmiş ince bir metal (iğne, çivi, çubuk) ucu, eldeki malzemenin göze çarpmayacak bir yerine (Örn. Boncuk ise delik kenarına, yüzük veya heykel gibi figür ise taban kısımlarına) dokundurmaktır. Gerçek kehribarda hoş bir çam reçinesi kokusu ortama yayılır, buna karşılık plastik özellikli bir malzeme kötü bir koku yayar.
Gerçek kehribarın özgül ağırlığı saf sudan biraz fazladır. Özgül ağırlığı 1.00 gr/cm 3 olan saf suyun 200ml.sine 23 gr. tuz katılarak hazırlanan solüsyona atılan gerçek kehribar yüzer, taklit kehribar daha ağır olduğundan batar.
Elimizdeki maddeyi ısınıncaya kadar yünlü bir kumaşa sürtelim, ısınmaya başlayınca küçük kağıt parçalarına veya saç teline yaklaştıralım. Kehribar doğal statik elektrik özelliği nedeniyle bu cisimleri kendine doğru çeker. Sentetik madde bu özelliği göstermez.
Sentetik malzemelerin kehribar adı altında satılmasının yanında, doğal copal de bir çok kehribar ülkesinde kehribar adı altında sunulmaktadır. Gerçekten de copal kehribara her yönden o kadar benzemektedir ki, bu iki doğal maddeyi birbirinden ayırmak son derece zordur. Bir damla eter veya alkolü her ikisine de damlatmak oldukça kesin bir yöntemdir. Kehribar üzerinde hiç bir etki bırakmadan uçup giden bu çözücüler, copal veya diğer olgunlaşmamış reçinelerin yüzeyini etkileyerek değdirildikleri yeri yapışkan hale getirirler. Diğer bir yöntemde bu maddelerin fluoresans özelliklerini kullanmak olabilir. Ultraviolet ışığı altında copal beyaz renkte ışıma gösterirken, kehribar genellikle mavi veya sarı ışıldar.
Bilimsel deneyler yaparak gerçek ve taklit kehribar belirlenmek istenirse, gerçek kehribarın yanma noktası olan 375 o C sıcaklığı, gene gerçek kehribarın bilinen çözücülere (solvents) gösterdiği direnç dereceleri ve Mohs cetveline göre 2-3 arasında olan sertlik derecesi baz olarak kullanılabilir.
Satın aldığımız ürünün gerçek kehribar olduğunu anlamak için yukardaki deneylerden en az iki veya üç tanesini doğru olarak uygulamamız bizi gerçeğe yaklaştıracaktır.
Bunların yanında, gerçek kehribarı en kesin belirleyen bilimsel yöntem ise IR spectroscopy çalışmasıdır. |